Arı Ürünlerimiz





Dondurulmuş polen, kurutulmuş polen, süzme bal, petek bal > Bak: ARI ÜRÜNLERİMİZ - Petek bal nasıl yenir? Polen nasıl yenir? > Bak: TÜKETİCİ KÖŞESİ - Ahmetler Köyü Deyince> Bak: YÖREMİZİ TANIYALIM - Polen tuzaklı kovan yapımı Bak: ARICILIKTA YENİ UYGULAMALAR




28 Şubat 2012 Salı

Polen Tuzaklı Kovan Nasıl Yapılır?

Polen Tuzaklı Kovan (Çiçektozu Kapanlı Kovan)



Zamanımızda her alanda olduğu gibi arıcılıkta da bazı yenilikler ve gelişmeler olmaktadır. Bunları tanımak ve uygulamak işimizi kolaylaştırmakta ve ürün verimini artırmaktadır. Önceleri arı kovanlarının önüne konan polen tuzakları şimdi kovan yapılırken altına konmaktadır. Bu yöntemle hem arıların işi kolaylaşıyor, hem arıcının işi kolaylaşıyor, hem de ürün verimi kat kat artıyor. Toplanan taze çiçektozları eskiden kurutularak değerlendirilirken şimdi derin dondurucularda saklanarak taze olarak tüketilebiliyor. Böylece besin değeri azalmadan kullanılabiliyor. Ben burada, internette araştırıp incelediğim mevcut polen tuzaklı kovanları kendime göre biraz değiştirerek yaptığım ve birkaç senedir kullandığım polen tuzaklı kovanımı tanıtmak istiyorum. Kovan uçma deliğinin önden görünüşü. Uçma deliği 26X2 cm. boyutundadır. Uçma deliği yanlarında görülen yuva, boşluk 17X27 cm. boyutlarındaki PLASTİK POLENLİK in yerleştirilmesine yarayacaktır ve kovan içinde de bu boyutlara uygun olarak açılmıştır. Uçma tahtasının devamında ise alüminyum ızgara vardır. Bu ızgara polen taneciklerinin aşağıdaki çekmeceye düşmesine izin verir ama arıların aşağı inmesini engeller.Arıların deliklerinden geçerken ayaklarındaki çiçektozu topakçıklarını geçiremeyip düşürecekleri 17X27 cm boyutundaki "Plastik polen ızgarası" ya da "PLASTİK POLENLİK" kovan girişindeki yuvadan kovan içine sürülür. Burada önemli bir noktaya dikkat etmek gerekir. Polenlik yapım sırasında delikleri delinirken deliklerin bir yüzü çapaklı olarak çıkmıştır. Arılar delikten girerken bazen ayakları bu çapaklara takılmakta ve kopmaktadır. Çapaksız yüz arının girdiği yöne yani aşağıya getirilirse bu sakınca azaltılmış olur. Çapaklı yerlerin ince bir zımpara ile zımparalanmasının da faydası olabilir.

Polen ızgarası ya da polenliğin metal olanları da vardır. Aynı çapak onlarda da olabilir.


17X27 cm. boyutlarındaki PLASTİK POLENLİK görülen ev, boşluk içerisine bu şekilde sürülür, yerleştirilir. Uçma tahtasının devamında ise alüminyum ızgara vardır. Bu ızgara polen taneciklerinin aşağıdaki çekmeceye düşmesine izin verir ama arıların aşağı inmesini engeller


Polenlik yuvasına takılmış, üstteki menteşe aşağı indirilerek arıların yukarıdan çalışmaları önlenmiş... Arılar mecburen aşağıdan girip polenlikten geçecekler ve ayaklarındaki polen topakçıkları aşağıya düşüp çekmecede birikecek.

Plastik polen ızgarası konmazdan önce kovanın iç görünüşü. Görülen alüminyum ızgara 17X27 cm. boyutlarındadır. Kovan altındaki polen çekmecesinin girip çıkmasını engellemeyecek şekilde aynı boyuttta açılmış bir ev içine çakılmıştır. Deliklerinden aşağıya polen tanecikleri rahatça geçebilir.

Kovan ağzından kovan içine sürülmüş Plastik polenliğin görünüşü. Kovan tabanının arkasında görülen delik kovan altındaki menteşe ile açılıp kapanabilmektedir. Delik açılınca arılar kovan altındaki çekmeceye inebilir ve oradaki kek veya şurubu alabilir. Kek verilmeyeceği zaman delik menteşe ile kapatılır.
Arıların tamamı aşağıdan girip çıkıyor. Polen toplayabiliyoruz. Peki, ana arı ya da erkek arılar dışarıya çıkmak isterlerse? Onlar plastik polenliklerdeki deliklerden geçemezler. Onlar için de Uçma deliğinin sağ üstünde 1 cm. çapında matkapla bir delik açtım. Yoktan iyidir.
Kovanımızdaki menteşe görüldüğü gibi aşağı indirilip polenlik üst tarafı kapatılırsa kovanda polen toplanabilir. Peki polen toplamak istemiyorsak ne yapalım? Yukarıda sol üstte görülen 1cm. kalınlığında ve 16X26 cm. boyutlarındaki MDF "takoz"u veya sağdaki üzeri plastikle kaplanmış, L şeklinde kıvrılmış galvanizli saç bize yardımcı olacaktır.
Aşağı indirdiğimiz menteşeyi yukarı kaldırıp 16X26X1 cm. boyutlarındaki MDF takoz plastik polenlik altına sürülürse ne olur? Arılar kovana üstten girip çıkmaya başlarlar ve polen toplayamayız. Bu kısa süreli bir kapatmadır. Arıların girip çıkmasından polenliğimiz kirlenecektir. Polen toplamayacaksak L sacı polenlik üzerine sürülerek yerleştirilir.

Plastik polenlik altına MDF takozu koymuş, menteşeleri de yukarı kaldırmış, kısa süreli olarak polen toplama işini durdurmuştuk. MDF takozu geri çıkarır, menteşeyi de aşağı indirirsek polen toplama işine devam etmiş oluruz.Polen toplama işimiz bitince ne yapmalıyız? Plastik polenlik altına MDF takozu koymuş, menteşeleri de yukarı kaldırmış, plastik polenlik üstüne de L sacını koymuşsak polen toplamıyoruz demektir. Arıların uçtuğu normal havalarda uçma deliği bu şekilde kalabilir.

Polen toplama işi bitince polenliğin altına MDF takoz, üstüne de Plastik kaplamalı L sacı konursa kovan içten böyle görünür.
Polen çekmecesi çekilince kovan altının görünüşü. Alüminyum ızgara kovan tabanındaki kesilmiş yerin kenarları 2 mm. Oyularak yerleştirilmiştir. Böylece çekmece girip çıkarken ona sürtünmez. Arkada görünen küçük menteşenin yeri de oyularak yani yuva açılarak yuvaya çakılmıştır. Çekmece girip çıkarken sürtünmemesi gerekir. Bu menteşe açılınca arılar delikten aşağı çekmeceye inip kek veye şurubu alabilirler. Besleme işi bitince menteşe kapatılıp çivi ile sürgülenerek arıların aşağı inmesi önlenir.


Polen çekmecesi yerleştirilmiç durumdayken kovanın alttan görünüşü. Bazı başka arıcılar polen çekmecesini küçük yaptırmışlar ve arkasına çekmek için bir sap takmışlardır. Ben bütün yaptım ve iç kısmını ikiye böldüm.
Polen çekmecesinin içini ben iki bölmeli yaptım. Öndeki küçük bölüm polen toplamak için, arkadaki bölüm ise kovan üstünü açmadan arılara kek ya da şurup vermek içindir. Arılar buraya küçük bir menteşe ile kapatılıp açılan kovan tabanının arka kısmında bulunan delikten inip çıkmaktadırlar.
Arılardan polen toplanmadığı ya da kek verilmediği zamanlar (resimde görüldüğü gibi) polen çekmecesi ters çevrilerek kovan altına sürülür. Böylece çekmece içi kovan içinden dökülebilecek tozlardan korunmuş olur.



Polenlik altında MDF takoz üstünde de L sacı konmuş, bir de kovanın ağzı daraltılmış… Kovan kışa hazırlanmış demek ki. Kovanın içini açıp baksak bölme tahtasıyla da bölünmüştür.

Polen çekmecesinin arkadan görünüşü. Yağmur sularının çekmeceye girmemesi için çekmece üstüne plastik bezden bir siperlik yapıştırılmıştır.

Arıların İlkbahar Bakımı ve Oksalik Asit Uygulaması




Arıların İlkbahar Bakımı ve Oksalik Asit Uygulaması
Günümüzde her alanda olduğu gibi arıcılıkta da bazı yenilikler ve gelişmeler olmaktadır. Arıcılarımız bu yenilikleri bilip uygulayabilirse ürün verimliliğini artırabilir. Arıların sonbahar ve ilkbahardaki bakımları önemlidir. Verimliliği artırabilmek için yapılacak işlerden birisi de varova ilaçlamasıdır. Arıcılarımız varova mücadelesinde çeşitli ilaçlar kullanmaktadırlar. Bunlardan bir kısmı kalıntı bırakmakta ve zamanında kullanılmazsa insan sağlığı için zararlıdır. Bazı organik asit kökenli ilaçlar ise kalıntı bırakmamakta ve insan sağlığı için zararlı değildir. Son zamanlarda oksalik asit, formik asit, timol gibi organik kökenli asitlerin varova ilaçlamasında kullanılması artış göstermiştir. Bu sevindirici bir durumdur. Ayrıca organik kökenli asitlerden yapılan ilaçlara varova akarı bağışıklık da kazanamamaktadır. Bu yazımda oksalik asit damlatma yöntemini tanıtmaya çalışacağım.
Kışın Akdeniz bölgesinde havalar uygun giderse ana arılar yumurtayı kesmiyor. Onun için varova mücadelesinde başarılı olmak zor. Ancak havaların çok soğuk olduğu günlerde yumurta ve yavru azalıyor. Sanırım bu günlerde yumurta ve yavru azaldı.1 Şubat günü arıların yanına varınca arıların hiç uçmadığını gördüm. Arkadaki su birikintisini görünce durumu anladım. Suyun üstü buz donmuştu. Arıların hepsi içerideydi. Kovan önlerine baktım anormal bir durum yoktu."Ustaların oksalik asit için tarif ettikleri gün bu gün olsa gerek." dedim kendi kendime. "Sanırsam benim arılar bu gün kış salkımına girmiş (!)"Bir hafta öncesi 10 arıda bir deneme yapmıştım. Olumsuz bir sonuç görmedim. Hemen gerekli karışımı hazırlayıp arıların tamamına oksalik asit damlaması yaptım. Mantık, asitli bileşiğin bütün arılara bulaşması ise tam zamanında oldu. Damlatma yaptığım sürede fazla dışarı çıkan olmadı.Güzün arılara şurup vererek hem kışlık yiyeceğini stoklamasını, hem de kışa genç ve kalabalık nüfusla girmesini sağlamıştım. Varova ilaçlamasından sonra arıların bazılarını daraltıp bölmüştüm. Ama arısı 10 çıta görünen ve kapanmamış balları olanları 10 çıtada bırakmıştım. Bu daraltılmamış arıların yoğunluğu azalmış, kapanmamış petekler boşalmış. Kovanlar hazır açılmışken bu boş petekleri de alıp kovanları daraltıp böldüm. Hazır kovanlar açılmışken dondurulmuş polenden yaptığım polen hamurundan ve ayrıca bal ile pudra şekerinden yaptığım kekten çerçevelerin üzerine koydum. Kekin etkisiyle olsa gerek bazı arılardan dışarı çıkanlar oldu ama fazla durmayıp içeri girdiler.Varova ilaçlaması, kovanları daraltıp sıkıştırma, kek verme, çiçektozu hamuru verme...Şimdilik üstüme düşeni yaptım sanırsam. Gerisi arılara kaldı. Şubat 15 ten sonra da durum uygun olursa sıvı besleme gündeme gelir.
Benim de uyguladığım oksalik asit damlatma uygulaması ile ilgili bir açıklama alıntısını aşağıya ekliyorum:

VAROA İLE MÜCADELEDE OKSALİK ASİT UYGULAMSINDA PÜF NOKTALAR
Yazar Devrim Oskay
Pazar, 15 Ekim 2006
Günümüzde Varroa ile mücadelede bir çok kimyasal ve kültürel teknik kulanılmaktadır. Bunlardan biride Varroa ile mücadelede Oksalik asit (Oxalic acid) kullanımıdır. Oksalik asit bir çok alanda çeşitli amaçlar için kullanılan bir maddedir. Bu yüzden karşımıza çeşitli formüllerle çıkabilir. Arıcılarımız bal arısı kolonilerinde Varroa mücadelesi için hangi Oksalik asiti, nasıl kullanmalıdır ? Kulanılacak oksalik asit OXALIC ACID DIHYDRATE (Oxalic-2-hydrate) isminde olmalıdır. Formülü (C2H2O4*2H2O ) dur. Üzerinde waterfree Oxalic yazan ürün KULLANILMAMALIDIR.
Solovenya'da 2001 de yapılan bir araştırmada, eylül ayında kolonide kapalı gözlü kuluçkanın bulunduğu zamanda yapılan oxsalik asit uygulamasında %37 düzeyinde varroa ölümü olmuş. Ekim ve kasım aylarında yapılan uygulamlarda ise % 97 oranında varroa ölümü gözlenmiştir. Bu yüzden, oksalik asit uygulamsı kolonilerde kapalı gözlü kuluşkanın olmadığı dönemlerde yapılmalıdır.
Kullanımı 75 gr Oksalik asit + 1 litre su +1 kg toz şeker. Bu 1.66 litre solüsyon yapar. Bu miktar solüsyon yaklaşık 50 kovan için yeterlidir. Elde ettiğiniz solüsyonu bir kaç hafta içinde kullanmalısınız.10 çerçeveli arılı bir koloni için 35 ml. kullanınız. Her arılı çerçeve arasına 3.5 ml. şırınga ile damlatma yöntemi uygulanarak verilmelidir. Uygulama kapalı gözlü kuluçkanın en az olduğu dönemler olan İlkbahar ve sonbaharda yapılmalıdır. Sonbaharda bal hasadı yapıldıktan sonra uygulanması gerekir. Uygulama her koloni için haftada bir kez olup 2-3 hafta üstüste yapılabilir.

Oksalik asit ile çalışırken nelere dikkat etmeliyiz?
Çocukların ulaşamıyacağı yerde saklamalıyız.
Yiğeceklerden ve içeceklerden uzuk tutmalıyız.
Eğer insan tarafından yutulursa zehirlenmeye yada ölüme neden olur.
Teneffüs etme zarara neden olabilir.
Deri tarafından emilirse zarara yol açabilir.
Göze ve deriye direkt temaslarda büyük zarar verebilir.
Solüsyon havalandırması çok iyi olan yerde hazırlanmalı ve kesinlikle solunmamalıdır.
Solüsyon hazırlanırken ve kolonilere uygulama ağnında burun ve ağızı kapatan maske, gözler için gözlük kullanılmalıdır. Vücut üzerinde açık alan bırakılmamalı, plastik eldiven kulanılmalıdır. Ayaklarda bot yada çizme bulunmalıdır. Oksalik asit kulandığınız kıyafetin üzerine sıçrarsa bu kıyafet en kısa sürede, kimyasal teninize temas etmeden üzerinizden çıkarılmalıdır. Bu kıyafetler özenle yıkanılmalıdır.
Oksalik asit yutulması durumunda ilk yardım olarak kişeye bol miktarda su yada süt içirilmelidir. En kısa zamanda hastaneye götürülmelidir. Cilde veya Göze temaz ettiğinde, temas eden bölge 15 dakika süreyle bol suyla yıkanmalı, temiz bandajla kapatılıp, kişi hastaneye götürülmelidir.

s.a arıcı arkadaşlar bügün oksalik asit uygulaması yaptım200 gr toz şeker 35 gr oksalik asit 1lt lik pet şişeye doldurdum şeker le aside önce ılık su ekledim iyice karıştırdıktan sonra 1 lt tamamladım ve yine karıştırdım güçlü arılara 5 mg olarak her çıta arasına damlattım zayıf olan kovanlara 3mg damlattımanladığım hep bu yöndeydi inşallah doğru uygulamışımdır kovan altı sabit olduğu için bakma şansım olmadı
***
Başka bir alıntı:
http://www.aricilik.gen.tr/index.php/topic,5596.30.html

Halil Bilen:
40 gr. oksalik asit...400 gr. şeker...1 litrelik pet şişeye...Üstüne ılık su...Çalkalayın - çözünsünler...Salkımdaki arıda...Her diske şırınga ile 4-5 cc...3 diskten aşağıda gücü olanlara yapmayın...
Mecbur kalınırsa...Damlatma uygulamasında yavrulu dönemde yapılan çalışmalarda %37 başarı oranı yakalanmış...Yavrusuz dönemde ise %97 başarı oranı...Böyle olunca yavrusuz dönem için tek çare arının yavruyu kesip salkıma girmeye başladığı günler...Arı salkımda olunca verilen asidin birbirlerine bulaştırmaları daha kolaylaşıyor ama ben arı salkımda olsun ama az da olsa hava çok soğuk olmasın diyebilirim...Mesela ne günler var böyle...Hava fena değil, tek tük arı uçuyor ama arıya baktığınızda salkımda...Neden damlatma bir kez öneriliyor? Zaten yavrusuz dönemde yapıldığında %97 başarı oranı yakalandığına göre...Üstelik oksalik damlatmada arıların temizleme davranışı aksadığında kadro kayıpları yaşanabiliyor.Sonbaharda yapılma sebebi de çok net aslında...Yavrusuzluk yanında balda bıraktığı tat kalıntısı...Bahara kadar ve yoğun bal akımı ile o tat kalıntısı sönümleniyor...